AktüelTarih

Bıçak Yaraları Ve Kültürdeki Yeri

Paylaş

KARAMBİT, PALA VE SUSTALI BIÇAK

Bıçak kelimesi “biç-” kökünden gelmektedir ve esas itibariyle “biçici alet” anlamını taşımaktadır. Bu araştırma yazısında “bıçak” olarak herhangi bir kesici, delici aleti değil özel olarak tek elle kullanmaya daha müsait aletleri değerlendireceğiz; bu anlamda balta, mızrak, kılıç gibi kesiciler çalışmamıza dahil edilmeyecektir.

Yaralanmaların türlerini sıralayıp seçeceğimiz üç farklı bıçak türünün hangi kültürlerde sıklıkla kullanıldığını göreceğiz. Seçtiğimiz bıçakların hangi yaralara sebep olabileceğini de inceleyeceğiz. Pala, karambit ve sustalı bıçak olarak belirlediğimiz bu türler içinde karambit özellikle belirli bir kültürel-coğrafi bölgede kullanılmakta olup diğer ikisi dünyanın her bölgesinde sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Bu ikisinin seçilme nedeni palanın yakın tarihte belli bölgelerde gerçekleştirilen bazı suç olaylarında başlıca suç aleti olarak kullanılması ve bazı kültürlerde suç aleti olarak daha yaygın olması ve sustalı bıçağın ise ülkemizde çok yaygın olup kanunlara ve düzenlemelere erişimimiz açısından hukuki olarak incelemeye de oldukça müsait olmasıdır.

Bıçaklar kullanım alanlarına göre en, boy, ağız tipi, sap tipi, kenar, sivrilik ve kalınlık olarak farklılık göstermektedir. Bıçaklar hayatın pek çok alanında farklı farklı amaçlar için kullanılmaktadır.

Bıçaklar ev aleti ve tarım aleti olarak yaygınlıkla kullanılmaktadır. Evde mutfak bıçağı, meyve bıçağı, ekmek bıçağı ve yemek bıçağı olarak karşımıza çıkar. Meyve bıçakları genellikle 20 santimetre uzunluğunda tırtıklı bir keskin kenara sahip olarak üretilmektedir. Tırtıkları sayesinde kesme işleminin yanı sıra meyve kabuklarını daha kontrollü bir biçimde soymaları amaçlanmıştır. Sapları çoğunlukla plastikten imal edilir, kolay temin edilebilir ve ucuzdur. Evde sıklıkla kullanılan bir diğer bıçak ise ekmek bıçağıdır. Şekli itibariyle meyve bıçağına oldukça benzerdir. Piyasadaki çoğu modelde yukarı kalkık bir uç noktası bulunmamakla birlikte sivri uçlu modelleri de mevcuttur. Bazı ekmeklerin sert yapısından dolayı çoğunlukla oluklu bir ağızla imal edilirler. Bu sayede bıçak testere benzeri bir işleve kavuşmuş olur.

Yemek bıçakları ise çoğunlukla parlak bir görünümdedir ve gümüşten de üretilmektedir. İnce tırtıklı modelleri bulunmakla birlikte kesiciliği genelde düşüktür. Yemeği hem kesmeye hem de bastırarak bölmeye ve tutmaya yaramaktadır. Çoğu modelde yassı bir uç noktası bulunmaktadır. Deniz ürünlerini açmak ve parçalamak için de birçok yemek bıçağı sıralamak mümkündür.

Şef bıçağı olarak bilinen yemeklerin hazırlanma aşamasında kullanılan bıçaklar, genellikle oldukça uzun bir namluya sahip bıçak türüdür. Sebzelerin doğranması, etin yağından ayrılması, parçalanması gibi birçok işlem için kullanılabilir. Tasarımı yemeğin hazırlanma sürecini hızlandırmaya hizmet eder. Doğramanın daha etkili olması için oldukça geniş ve ağır bir bıçaktır. Uç noktası görece sivridir. Mutfakta sıklıkla kullanılan bir diğer kesici alet ise satırdır. Oldukça ağır ve kalın olan satırlar çoğunlukla kıkırdak ve kemik dokuları parçalamak amacıyla kullanılır. Dikdörtgen bir namluya sahip olan satırların boyu 40 santimetreye ulaşabilmektedir. Bıçaklar ev aleti olmanın dışında oldukça kullanışlı birer tarım aleti olma özelliğini de taşırlar. Sebep olduğu travmaları inceleyeceğimiz aletlerden pala, kolaylıkla taşınabilir ve kullanışlı olması sayesinde tercih edilir. Palalar kök sökme işlemlerinde sıklıkla kullanılmaktadır.

Böylelikle bıçakların hayatımızda ne kadar yaygın olduğunu anlamış bulunmaktayız. Her yerde sıklıkla karşımıza çıkan ve hayatımızı kolaylaştıran binlerce aletten biri olan bıçağı elbette barışçıl olmayan sebeplerle de kullanmak ve fiziksel zarara yol açmak mümkündür. Bu anlamda sebep olduğu yaralanmaları ve düşmanca kullanım şekillerini incelemeden önce yara çeşitlerini sıralayacağız.

Yara Çeşitleri

Travma; ani olarak dıştan mekanik bir etki sonucu meydana gelen, sağlığı tehdit eden, fiziksel ve ruhsal hasarlara yol açan bir olaydır. Yara, travmanın oluşturduğu etki nedeniyle deri veya mukoza bütünlüğünün bozulmasıdır. Çarpma, düşme, kuvvetli darbeler, atmosfer basıncı, termal etkiler, (yanık, donma) elektrik çarpması ve radyoaktivite gibi faktörler yaralanmalara neden olur. (Nurhan Bingöl)

Yaralar künt yara olabileceği gibi açık yara da olabilir. Kapalı yara olarak da adlandırılan künt yaralarda alınan etki sonucunda derinin altındaki dokuların ezilmesi, damarların parçalanması mümkündür. Bu durumda yaranın ölçeğine göre ciddi sağlık sorunlarına ve nihayetinde ölüme sebep olabilir.

İnceleyeceğimiz bıçak yaralanmaları ise açık yaralar olarak karşımıza çıkmaktadır. Açık yaralarda kanın beden dışına çıkması ve dokuların ayrılması söz konusudur. Açık yaralara ateşli silahlar, kesici ve delici aletler, tarım aletleri, düşmeler, elektrokusyon gibi birçok etki neden olabilir. Kanama şiddetli olabileceği gibi küçük sızmalar şeklinde de olabilir.

Yaraların ortaya çıkma biçimlerine göre farklı isimleri bulunmaktadır. Bunlar;

Sıyrık Yaralar

Derinin sert bir yüzeye sürtünmesi sonucu ortaya çıkar. Bisiklet, motosiklet kazalarında görülmesi muhtemeldir. Abrazyon olarak da Türkçeleştirilen sıyrık yaralarda genellikle ağır kanama görülmemesine rağmen ihtiyatla müdahale edilmeli ve enfeksiyon oluşması önlenmelidir. Bıçak yaralanmalarında görülme olasılığı oldukça düşüktür.

Parçalı Yaralar

Motorlu araç kazalarında karşılaşabileceğimiz bir yara türü olan parçalı yaralar, genellikle üst katmandaki dokuların bedenden koparak ayrılmasını tarif etmektedir. Çoğunlukla kollar ve bacaklarda çarpmaya ve sürtünmeye bağlı olarak ortaya çıkarlar. Bedenden kopan bölgenin boyutuna bağlı olarak kanamanın şiddeti değişkenlik gösterebilir.

Kesik Yaralar

Gündelik hayatta sıklıkla karşılaşabileceğimiz bir yara türü olan kesik yaralar, kesici aletlerin neden olduğu açık yaralardır. Bıçak, testere, cam, balta, kılıç, çivi, kâğıt gibi birçok aletin açabileceği kesik yaralar düz bir hat şeklinde veya tırtıklı bir görünüme sahip olabilir. Aletin sivri ya da kesici kısmının üst deriyi sıkıştırarak tabakaları basınçla yarması olarak tasvir edilebilir. Sıklıkla sıyrık yaralarla karşılaştırılırlar ancak yukarıda ifade ettiğimiz gibi sıyrık yaralarda tabakanın etki sonucunda kopması söz konusudur.

Delici Yaralar

Dokuya uygulanan dikey ve yüzey alanı küçük basınçla oluşan genellikle diğer yaralara göre derinliği daha fazla olan yara çeşididir. Delici yaralara bıçak, çivi, ateşli silah, makas, tornavida, kalem gibi birçok cisim neden olabilmektedir. Bazı kaynaklarda etkiyi yapan cismin vücudun bir yerinden girip diğer bir yerinden çıktığı yaralanmalar ayrı bir sınıflandırmaya tabii tutulmuş olsa da biz daha genel bir görünüm sergilemek açısından tek bir başlık altında tutmakla yetineceğiz.

Delici yaralar genellikle cerrahi müdahale gerektirmekte ve yüksek enfeksiyon, şiddetli kanama ve tetanos gibi birçok riski taşımaktadır. Yaranın bir iç organı kapsaması ölüm riskini artırmaktadır. Kafa bölgesinde görülen delici yaralar ise çoğunlukla ölümle sonuçlanmaktadır.

Kopmuş Yaralar / Avülsiyon

Bir organın ya da bir vücut parçasının parçalanıp kopması ya da bütünlüğünün büyük ölçüde bozulması sonucu oluşan yaralardır. Parmak kopması, kulak kopması bu yaralanmaya örnek verilebilir. Kemiklerde parçalı kırıklara neden olabilecek türde bir yara olan avülsiyonlar aktif tedavi ve ilaç kullanımı gerektirmektedir ve yaralanmadan sonra acil tıbbi müdahale gereklidir.

Ezik Yara

Ezik yaralar genellikle kapalı türde yaralardır. Ağır cisimlerin altında sıkışma, sopa darbesi, düşme, çarpma sonucu oluşabilir. Ezik yaralarda damarların hasar görmesi sonucu iç kanama oluşabilir ve tende renk değişikliği gözlenir. Ağır cisimlerin altında uzun süreli sıkışmalarda organ kaybı gerçekleşebilir.

KARAMBİT

Kerambit, kurambik, karambiak gibi birçok farklı söylenişi de olan karambit Güneydoğu Asya’da yaygın görülen bir bıçak türüdür. Özellikle Endonezya, Malezya ülkelerinde çok görülür. Kök sökme, pirinç ekimi gibi birçok iş için de kullanılan karambit bir pençe görünümündedir. Kaplan pençesini simgelediği de söylenmektedir. Karambit kısa bir bıçaktır ve işlevselliği çok yüksektir. Buna bağlı olarak da sebep olabileceği yara türleri de görece çoktur.

karambit

Karambitin iki tarafı da keskindir. Bu özelliğiyle savunma sporlarındaki bıçak kullanımının iki temel hareketi olan savurmayı ve saplamayı daha da tehlikeli hale getirmektedir. Pençe şekli karambitin ağzına oldukça yassı bir şekil vermiştir. Bıçağın ucu çoğunlukla sivri olarak imal edilmektedir.

Burada temel iki bıçak tutuş formunu da aktarmak faydalı olacaktır. İlki “Hammer” tutuşudur. Bu tutuş aslında gündelik hayatta el aletlerini ve ufak cisimleri doğal tutuş pozisyonumuzdur. Çekici de genellikle bu halde tuttuğumuz için adına hammer tutuşu denmektedir. Bu tutuşta, elimiz baş parmak yukarıyı gösterecek şekilde kaldırıldığında, elimizdeki cisim de yukarıyı gösteriyor olmalıdır. Diğer tutuş ise bunun tam tersidir. Genellikle adına “ters tutuş” / “reverse grip” denmektedir. Bu tutuşta ise baş parmağımız yukarıyı gösterdiğinde nesne aşağıyı gösteriyor olmalıdır. Bu ikisi dışında kılıç, sopa ve savunma sporlarında birçok farklı tutuş mevcuttur.

Hammer tutuşunda genellikle karambitin ucu aşağıyı gösterir halde tutulur. Karambit bir saplama hareketiyle bedene saplandığında delici bir yaraya sebep olur. Ancak bıçak bedenden çıkarılırken pençe şeklinde olması nedeniyle takıldığı bir dokuyu da sertçe bir çekme hareketiyle beraberinde söküp alacaktır. Karın bölgesine alınan bir darbe bağırsak boşluğunda büyük bir açılmaya ve avülsiyona neden olacaktır. Bu da onu oldukça öldürücü bir silah yapmaktadır.

Karambit geleneksel olarak bir parmak halkasıyla birlikte imal edilir. Tutuş pozisyonuna göre serçe parmak ya da işaret parmağı bu halkadan geçirilir ve bu sayede karambitin tutuşu daha da sağlamlaşır ve ele geçirmesi zorlaşır. Bu halkanın kullanımına kattığı bir diğer özellik ise bıçağı parmak etrafında çevriilebilir hale getirmesidir. Art arda yapılan saldırılar esnasında bıçağın uzun kenarı önce aşağı sonra yukarı getirilerek fonksiyonları artırılmış olur.

Karambitin en ayırt edici özelliği yırtıcı bir hayvanın neden olabileceği türden kombine yaralara yol açabilmesidir. Hammer tutuşuyla ve saplama hareketiyle yukarıdan aşağı delici bir yara açıldıktan sonra bıçak yukarı doğru çekilerek çıkarılırsa bir kesik yaraya da sebep olmuş olacaktır. Aşağı doğru veya yatay pozisyonda geri çekilirse bunlara ek olarak belirttiğimiz gibi bir avülsiyona da neden olacaktır. Karambit ters tutuşla tutulup bedene saplandığında ve yukarı doğru çekilerek çıkarıldığında ise karın bölgesinde bir yırtığa sebep olabilir ve kaburga kemiklerine takılıp onlara zarar verebilir.

Karambit savurma hareketiyle kullanıldığında da geniş ağız kısmı derin kesiklere sebep olacaktır. Sivri uç kısmının savurma hareketiyle bedene teması sonucu ise parçalı yara ortaya çıkabilir. Bıçak derinin alt katmanlarına girmeden bir ayının pençesiyle yaptığı gibi üst deri katmanını kopararak ilerleyecektir.

Bu haliyle karambit ölümcül ve yüksek işlevli bir silah olarak karşımıza çıkmaktadır. Açabileceği dört yara türü; kesik yara, parçalı yara, avülsiyon ve delici yaradır.

PALA

İtalyanca “kürek şeklinde enli kılıç” (Nişanyan) manasına gelen pala, uzun ve yassı bir bıçak türüdür. Palalar tarımsal alanda oldukça sık kullanılmaktadır. Budama işlerinde, bahçe sanatlarında tercih edilen palaların boyu yarım metreye yaklaşabilmektedir. Diğer bıçaklara göre ağır olması sayesinde bir balta işlevi de görmekte ve iş aleti olarak kullanımını yaygınlaştırmaktadır.

Palanın “panga” adı verilen ve Güney Afrika’da yaygın olan türü, yüz binlerce insanın katledildiği Rwanda Soykırımı’nda kullanılan başlıca silah olarak karşımıza çıkmaktadır. Ateşli silaha sahip olmayan birçok soykırımcı evlerinde bulunan palalarla katliam yapmaya çıkmıştır. Palalar, çoğunlukla Orta Amerika’da ve Afrika kıtasında birçok iç savaş ve ayaklanmada sıklıkla kullanılmıştır.

pala

Palaların açtığı yaralar çoğunlukla savurma hareketi neticesinde meydana gelmektedir. Birçok pala türü saplamaya çok elverişli olmayan bir uç yapısına sahiptir. Birçok palanın oldukça geniş bir yanak alanına sahip olması da saplanmasını zorlaştırmaktadır. Bu bağlamda palaların delici yara açması daha az görülmektedir. Ayrıca palanın uzun olması uç noktasını kontrol etmeyi güçleştirmektedir.

Palalar daha çok gövde kısmının çarpma etkisiyle yara açmaktadır. Hammer tutuşuyla ve savurma hareketiyle yukarıdan aşağı indirilerek bedende kesik yarası açmak mümkündür. Bu durumda pala deriyi yarıp kesebileceği gibi kemiğe de saplanıp kırıklara neden olabilmekte, aynı zamanda ezici yaralara da yol açmaktadır.

Palanın açık ağzını kullanmadan, bir sopa gibi kullanarak da yaralanmaya sebep olmak mümkündür. Palanın yanağıyla ya da sırtıyla vurulan darbeler için bazı Orta Amerika ülkelerinde özel bir isim dahi vardır: planass.

Bu haliyle palanın oldukça fonksiyonel bir yaralama aracı olduğunu söylemek mümkündür. Sebep olduğu yaralar başlıca kesik yara ve ezik yaradır.

SUSTALI BIÇAK

En yaygın bıçaklardan biri olan sustalı bıçakların ayırt edici özelliği yaylı mekanizması sayesinde katlanması ve bir düğmeye basılarak tekrar açılabilmesidir. “Susta” ismi İtalyanca’da “durdurma, durma” anlamlarına gelmektedir. Katlanmış haldeyken açılmasını engelleyen bir durdurucu pime sahip olduğundan bu isim verilmiştir. Otomatik bıçak, basmalı bıçak gibi adlandırmalar da mevcuttur.

sustalı

Katlanır olması nedeniyle genellikle bir ağızlı olarak üretilmektedir. Birçok ülkede bulundurması suçtur. Ülkemizde de 6136 sayılı kanuna göre bu bıçağın taşınmasının 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası mevcuttur.

Sustalı bıçaklar genellikle orta uzunlukta üretilmektedir. Namlusu genelde 10-12 santimetre olarak üretilse de daha uzun veya kısa modellerine de rastlamak mümkündür. Uçları sivri olarak üretilen sustalı bıçaklarla delici yaralar açmak mümkündür. Hammer pozisyonunda ve ters tutuş pozisyonunda rahatlıkla kullanılabilen bu bıçak saplama hareketiyle delici yaralara neden olmaktadır.

Ters tutuş pozisyonunda savurma hareketi yaparak daha tehlikeli hale gelebilen sustalı bıçakların bu halde kesik yaralar açması mümkündür. Ters tutuşla ve yukarıdan aşağı saplama hareketiyle delici ve kesici yaralanmalara sebep olur. Bu tür bıçakların anatomisi ve taşınma kolaylığı sayesinde kullanımı oldukça yaygındır. Bıçağın hafif olması onu, yatay savurma hareketleri açısından müsait hale getirmektedir. Bu da boyun bölgesindeki atardamarlara veya kolların veya bacakların iç kısmında bulunan hayati damarlara yönelik kesikleri kolaylaştırmaktadır. Sonuç olarak; sustalı bıçaklar da diğer iki bıçak kadar ölümcül birer silaha dönüşme potansiyeline sahiptir. Başlıca sebep olduğu yaralanmalar; kesici ve delici yaralanmalar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yazar: Ahmet Yıldırım

Tags: , , ,
Subat Ayı Neden 28 Günde Bitiyor?
Çukurlar Nasıl Oluşur? Yeryüzü Çöküyor Mu?

En Çok Okunan

Bunlarda İlginizi Çekebilir

Menü