İstanbul Boğazı ve Haliç defalarca ‘dondu.’ Sonuncusu 1954’teydi. 23 Şubat 1954 tarihinde bir çok gazete, karın İstanbul’daki hayatı felç ettiği yazıyorlardı. Fakat ertesi gün olanlar herkesi şok etmişti. 24 Şubat’ta buzlar, Boğaz’ın girişini kapladı.
Tabi ki bu durum Boğaz’ın soğuktan ve yağıştan etkilenerek donmasıyla gerçekleşmemiştir.
Romanya’dan Karadeniz’e dökülen Tuna Nehri’nden koparak gelen buzlar, bu duruma neden olmuştur.
Bu konuyla ilgili İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Cem GAZİOĞLU şöyle bir açıklamada bulunuyor: “bizim bulunduğumuz enlemde o şartların oluşması mümkün değil.
Deniz su sıcaklığı seviyesinin -4’e düşse bile çok ince bir zar şeklinde donar. komple sistemin dibe kadar donması mümkün değil .
Bizim bölgemizdeki hava sıcaklığının kuzey buz denizi’ndeki seviyeye gelmesi mümkün olmadığından dolayı istanbul boğazı’nda donma olayı gerçekleşmez. Çünkü Kuzey Buz Denizi ve civarında hava sıcaklığı -45 derecedir, deniz suyu sıcaklığı ise -10 derecelerde seyrediyor.
Boğaz suyunun donma sürecinin başladığı -4 derecenin altına inmesi için İstanbul’daki hava sıcaklığının -25 derece olarak ölçülmesi gerekmektedir.”
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Göre;
Aynı şekilde Türk Deniz Araştırmaları Vakfı başkanı Prof. Dr. Bayram ÖZTÜRK şu cümleleri kuruyor “Boğaz’ın donması için 15 gün boyunca aralıksız kar yağmasının gerekir, Boğaz’daki 1,5 metrelik dalgaboyu ve poyraz nedeniyle donma mümkün olmaz.”
26 Şubat’ta Boğaz tamamen donar ve buzların üstünden İstanbul’un Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçmek mümkün olmuştur.
Dönem gazatelerinden Akşam gazetesi durumu şöyle anlatır; “Bu sabah gözlemlediğimize göre Büyükdere Koyu, Sarıyer İskelesi ve Koyu, Ortaköy önü, Kanlıca ve Çengelköy kıyıları büyük buz parçaları ile dolmuş vaziyettedir.
Beykoz’daki Poyrazköy ile Rumelikavağı arası yaya geçebilir hale geldiğinden halk ortalara kadar gezinti yapmaya, birçokları da karşıdan karşıya geçmeye koyulmuşlardır.
Vali ve belediye başkanı bu noktadan halkın geçmesini tehlikeli bulmuş ve her iki başa nöbetçi polisler görevlendirilmişti. Bu suretle halkın buz üstünden Boğaz’ı geçmelerine mani olunmaktadır”
İstanbul’da görülen bu denli soğuklar ve buz kütleleri en sonunda Boğaz’ın dar yerlerinde bir birine kenetlenmiş ve Karadeniz’den olan su üstü akım durmuştur.
İstanbul’u felce uğratan bu doğa olayına çözüm olarak, askeriye su bombası patlatarak Boğaz’da su akımını tekrardan sağlamıştır.
Ertesi gün ise rüzgarın yön değiştirmesi ile buzların daha çok Şile sahillerine yöneldiği İstanbul Boğazı’nın rahatladığı bildirilmiştir. 6 Mart’ta havaların ısınmasıyla buzlar erimeye başladı ve İstanbul çetin kış şartlarını atlatmayı başardı.