AktüelTarih

Modern Emeklilik Sisteminin Tarihi ve Townsend Planı

Paylaş

21 yüzyıl gelişmiş ülkelerinin en büyük harcama kalemlerinden biri emekli ücretleri. Devletler emekli maaşlarını finanse edebilmek için bir çok farklı ekonomik fon modeli oluşturdular. Günümüzde emeklilik olmazsa olmaz bir ihtiyaç olarak bilinse de. Emeklilere ücret ödeme işlemi çok da eski bir gelenek değil.

Dünyadaki ilk emeklilik uygulaması

1889’da 70 yaşın üzerindeki Almanlara yaşlılıklarında bir miktar mali güvenlik sağlayan bir emeklilik yasası çıkarmayı planladı. Dünyanın ilk devlet emekliliğinin doğuşu olarak kabul edilen bu emeklilik, yirminci yüzyıl boyunca dünya çapında benzer sistemleri etkiledi.

Modern Anlamda İlk Sosyal Güvenlik Uygulaması Fikri

Büyük Buhran sırasında Amerika ekonomisi ciddi şekilde hasar aldı ve yoksulluk hiç görülmediği biçimde arttı. Bu sırada ülkede yoksulluktan en çok etkilenen kesin yaşlı vatandaşlardı halihazırda ülkede tarihin en yüksek seviyesine yükselen işsizlik yaşlı vatandaşların iş bulmasını imkansız hale getiriyordu. Yaşlı vatandaşların fiziksel olarak da iş yapmaya daha az elverişli olmaları ülkede yaşanan işsizlik problemiyle birleşince yaşadıkları yoksulluk seviyesini bambaşka bir seviyeye çıkarıyordu.

İşte bu dönemde yaşlı nüfusun yaşadığı problemin aslında bir kronik problem olduğu anlaşıldı ve çözüm önerileri konuşulmaya başlandı. Ortaya insanlar yaşlandığında onların hayatını bir şekilde yaşanılabilir kılma projeleri atıldı. Bu programların çoğu, yaşlılara emekli maaşlarını içeriyordu. Bu alternatif emeklilik planlarından en etkili olanı kısaca ismiyle Yaşlılık Dönen Emeklilik Planı daha çok bilinen adıyla Townsend Planı’ydı.

Francis Townsend Kimdir?

Francis Everett Townsend Büyük Buhran sırasında dönen yaşlılık emekli aylığı teklifiyle tanınan Amerikalı bir doktordu. ‘Townsend Planı’ olarak bilinen bu öneri, Roosevelt yönetiminin Sosyal Güvenlik sisteminin kurulmasını etkilemiştir.

Francis Everett Townsend, 13 Ocak 1867’de Illinois, Fairbury’de altı çocuğun ikincisi olarak doğdu. Townsend, 31 yaşındayken Omaha Tıp Koleji’ne kaydoldu. Townsend mezun olduktan sonra Güney Dakota’da Belle Fourche’de tıp alanında çalıştı ve bir hemşire ve gelecekteki eşi Wilhelmina ‘Minnie’ Bogue ile tanıştı.

Savaş 1918’de sona erdikten sonra, Townsend bir kuru buz fabrikası işletmek için Long Beach, California’ya taşındı. Bu iş hızla başarısız olduktan sonra, Townsend California, Midway City’de emlakçı Robert Earl Clements için çalıştı. Clements daha sonra Townsend Planını yönetti. 1930’da, Büyük Buhran’ın başlangıcında, Townsend 63 yaşında Long Beach şehri halk sağlığı memuru oldu, ancak üç yıl sonra işini kaybetti. Townsend, 1 Eylül 1960’da Los Angeles’ta hayatını kaybetti.

townsend kimdir

Townsend Planı Nedir?

Townsend Planının temel fikri, hükümetin 60 yaş ve üstü her vatandaşa aylık 200 dolarlık bir emekli maaşı vermesiydi. Emekli maaşları, % 2’lik bir vergi (daha doğrusu, bir “işlem kesintisi”) ile finanse edilecekti. Plan, satıcı tarafından ödenmek üzere “her bir ticari veya mali işlemin brüt değeri üzerinden”% 2 vergi uygulanmasını öngörüyordu.

Plan kapsamında yardım almak için üç uygunluk koşulu vardı:

  1. Kişinin emekli olma yaşı veya durumunu sağlaması gerekiyordu.
  2. Kişinin geçmiş yaşamında bir suçtan hüküm giymemiş olması gözetiliyordu.
  3. Paranın emekli tarafından ABD içinde yatırılmasından itibaren 30 gün içinde harcanması gerekiyordu.

Bu nedenle, yararlanıcılardan herhangi bir katkı talep edilmemiştir. Vatandaşların plan kapsamında fon oluşturmak için belirli bir yıl çalışmak ve fonda birikmek üzere maaş kesintisi vermesi gerekmiyordu.

Aslında, hayatı boyunca bir gün bile çalışmamış bir kişi, Townsend Planı kapsamında  “emeklilik” maaşı almaya hak kazanabiliyordu.

Herhangi bir gelir testi uygulanmıyordu. Milyonerler ve yoksulların hepsi bu plandan eşit ölçüde fayda sağlayabilecekti. Ve ödeme “sabit bir ödemeydi”, yani, ödediği cari veya geçmiş vergilerden bağımsız olarak herkes aynı tutarı alıyordu.

Son iki özellik, kişinin sosyal yardım toplamak için tamamen emekli olmasının gereğiydi. Yararlanıcı, emekli maaşının tamamını aldığı her ay harcamak zorundaydı. Emekli maaşından bir kuruş bile biriktirmek yasa dışı oluyordu.

Townsend Planı son derece popüler oldu. Plan’ın bir Long Beach, California gazetesinde Editöre Mektup Olarak gönderilip yayınlanmasından sonraki iki yıl içinde, 2,2 milyondan fazla üyesi aktif olarak Townsend Planını, ülkenin emeklilik sistemi yapmak için çalışan 7.000‘den fazla “Townsend Kulübü” vardı.

1936’da bir noktada Townsend, Townsend Planını desteklemek için Kongre’ye 10 milyon imza içeren dilekçeler sundu. 1935’teki kamuoyu araştırmaları, Amerikalıların% 56’sının Townsend Planının benimseyip desteklediğini ortaya koydu.

Townsend Planı, popülaritesine rağmen, onu işe yaramaz bir fikir haline getiren üç temel kusura sahipti.

Townsend Planının Kusurları

Townsend Planına göre, emeklilik programını finanse etmek için% 2’lik bir “işlem vergisi” yeterli olacağı düşünülmüştü. Bu şaşırtıcı derecede düşük vergi oranı, çok düşük bir maliyetle çok fazla faydalar sağladığı için Plan’ın ana itiraz konularından biriydi.

İşlem vergisi, bugün Avrupa ülkelerinde kullanılan Katma Değer Vergisine (KDV) çok benzer. Her ekonomik işlemde, bazı istisnalar dışında, işlemin değeri üzerinden% 2 vergi uygulanacaktı. Bunun nedeni, planın arkasındaki temel fikrin, emekli maaşının tamamının alınan ayda harcanması gerekliliğinin ürettiği harcamaların ekonomi üzerindeki sözde uyarıcı etkisi olmasıdır.

Plan, 60 yaş ve üstü her Amerikalıya aylık 200 dolarlık bir emekli maaşı ödenmesini gerektiriyordu. 1935’te 60 yaş ve üzerinde yaklaşık 12 milyon Amerikalı vardı. Hemen hemen hepsi, çok liberal uygunluk koşulları altında Plan için uygun olacaktır. Bu nedenle, Plan dolaylı olarak bu% 2 vergiden her ay 2,4 milyar dolar gelir elde etmeyi vaat ediyordu. Bunu bir perspektiften ifade etmek gerekirse, 1933’te Birleşik Devletler’deki tüm insanların toplam geliri yalnızca 46 milyar dolardı. Bu miktarın 29 milyar $ ‘ını 60 yaşın üzerindekilere yani nüfusun % 9’una ödeyecek bir Plan, böylece ekonomideki servetin yaklaşık üçte ikisini işçilerden emeklilere kaydıracaktır.


Dünyanın En Fakir Başkanı Jose Mujicaİlgili Okumalar:

Dünyanın En Fakir Başkanı Jose Mujica

 


 

Bu nedenle, Townsend Planı, yeni vergilerde yılda yaklaşık 29 milyar dolar artırılmasını gerektirecektir. Bu, daha sonra toplanan tüm federal, eyalet ve yerel vergilerin toplam birleşik vergi gelirinin iki katından fazla olacak yeni vergiler olacaktır! Görünüşe göre,% 2 vergiden bu kadar gelir elde etmek imkansız görünüyor. Mevcut vergilerin ikiye katlanması ve bu yeni vergi yükünün mevcut vergilere eklenmesi politik sorunundan bahsetmiyorum bile. Ve tabii ki, tahmin edildiği gibi, 60 yaş ve üzerindeki nüfusun yüzdesi arttıkça bu vergi yükü yıldan yıla artacaktır. Yani mevcut vergilerin iki katından başlayıp oradan yukarı çıkacaktı.

Townsend Planının en nefes kesici yönlerinden biri ve yaşlı vatandaşlara hitap etmenin kalbi, vaat ettiği olağanüstü faydalardı. Townsend Planı, 60 yaş ve üstü her Amerikalıya ayda 200 dolarlık bir emeklilik maaşı vaat ediyordu. Bunun neden bu kadar çarpıcı olmasının nedeni, 1935’teki ortalama aylık ücretin ayda yalnızca 100 dolar olması. Dolayısıyla Townsend, emeklilere, halen çalışan işçilerin kazandıklarının iki katı bir emekli maaşı vaat ediyordu. Tüm zamanların en cömert emeklilik maaşı vaadi olabilir.

Makroekonomik Teori

Dr. Townsend bir ekonomist değildi. Elbette, kendine özgü bir ekonomi teorisi vardı. Ancak Townsend’in Planının altında yatan çok büyük bir ifade edilmemiş ekonomik varsayıma sahip olduğunu kolayca görebiliriz, bu neredeyse kesinlikle doğru olmayan bir varsayım.

Townsend Planının özü, emeklilerin her ay emeklilik maaşlarının tamamını harcamalarını zorunlu kılarak, Planın harcamalarda dramatik bir artışa zorlamasıydı, bu da ekonomiyi öyle canlandıracak ki, Depresyon yükselecek ve Planın kendisi bir anlamda “ Ücretsiz ”çünkü artan ekonomik faaliyet seviyesi, Plan kapsamında herkesin Plan yürürlüğe girmeden önce olduğundan daha fazla paraya sahip olacağı anlamına geliyordu – yeni bir vergi ödemesine rağmen.

Townsend Planının vergisi varlıklara değil işlemlere yönelik bir vergi olduğundan, yalnızca ekonomide zaten dolaşımda olan paraya uygulanıyordu. Dolayısıyla Planın işlemesi için ulaştırmak zorunda olduğu, milletin yastık altında saklı olan paranın hiçbirine ulaşmayı başaramıyordu. Townsend bu sorunun farkındaydı ve bu nedenle Plan kapsamındaki başlangıç ​​ödemelerinin, Plan’ın operasyonunun ilk ayı için federal bir sübvansiyondan çıkarılacağını önerdi. Townsend, federal hükümetin mevcut vergi gelirinden ilk ayın 2.4 milyar dolarlık ödemesini ödemesi fikrine dayanıyordu. Böylece yastık altı para zulalarını geri almaya ve dolaşıma sokmaya teşvik etmesini bekliyordu. Bundan sonra, Planın kendi kendini destekleyeceğine dair herkese güvence verdi.

Townsend planı ancak şu anda dolaşımda olmayan büyük miktarda para olduğu ölçüde işe yarayabilir ve bu paranın 12 milyon emekliye ani bir emeklilik emekli aylığı sağlanmasıyla dağıtılabileceği. Bu nedenle, Townsend’in Planı işe yaraması imkansız görünüyordu.

emeklilik

Sonuç

Townsend Planı, tüm bu teknik eksikliklerine rağmen 20 yüzyılın emeklilik hareketlerinden ilk somut ve yere basanıydı. Bu doğrultuda hem Amerika’da hem de dünyanın geri kalanında emekli maaş fikri gelişti ve uygulanmaya başladı. Her ne kadar Townsend Planında olduğu kadar cömert rakamlar vaat etmese de hem devlet hem de vatandaşlar yaşlılık yıllarında ihtiyaç duyulan bir ek gelirin önemini kavramış oldular.

 


Kaynak:

 

Tags: , ,
AirTag Nedir – AirTag Ne İşe Yarar?
Post-Truth Gerçeklik Nedir? Gerçekliğin Özyitimi

En Çok Okunan

Bunlarda İlginizi Çekebilir

Menü