Siyaset

Uluslararası Savaşlar Bitti Mi?

Paylaş

İkinci Dünya Savaşı sonunda kurulan Birleşmiş Milletler ve savaşın galipleri olan Güvenlik Konseyi daimi üyeleri, ortak güvenlik kavramı üzerine yoğunlaşarak, devletlerarası savaşlar yeniden ortaya çıkmasını engellemeye yönelik yapılar oluşturmaya gayret etmiştir.

Klasik güvenlik anlayışına sahip devletler, Soğuk Savaş döneminde sadece kendi ulusal devletlerinin siyasal bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve ulusal egemenliğini korumaya yönelik askeri tedbirler almışlardır.

Diğer devletlerden gelebilecek saldırılara odaklanan bu devletler, düzenli ulusal ordularını, askeri personel ve teçhizat açısından güçlendirmeye ve askeri bölgesel örgütlere üye olmaya gayret etmişlerdir.

Bu dönemde Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği arasında yaşanan ideolojik/stratejik rekabet, devletlerarasında savaşlar çıkmasına engel olmuştur.

Ancak yine de Üçüncü Dünya ülkelerinde ideolojik ayrılıklara dayalı ve farklı süper devletler tarafından desteklenen iç çatışmalar görülmüştür.

Bu çatışmaların yayılmasını engellemek amacıyla da Birleşmiş Milletler, Barış Gücü operasyonlarını oluşturmuştur. Bu operasyonların temel amacı, askeri çatışmaların yeniden çıkmasını engellemek için çatışan taraflar arasında ateşkesi gözlemlemek ve silahlı birliklerin kendi bölgelerine geçişlerini kontrol etmek ve gözlemlemek idi.

Değişimin Başlangıcı

Soğuk Savaşın sona ermesiyle birlikte, klasik güvenlik anlayışı ve devletlerarası çatışmalar eski önemini yitirmeye başladı.

Çünkü devletlerarası çatışmaların sayısı neredeyse yok denecek kadar az bir sayıya inerken, devlet-içi çatışmaların sayısı ise hızla artti. 1998 2003 yılları arasında 7 devletlerarası çatışma yaşanırken; aynı dönemde 78 devlette 116 iç çatışma ortaya çıkmıştı.

Devlet-içi çatışmalar, devlet/merkezi otoriter ile muhalifler (etnik veya dini temelli) ve/veya farklı etnik/dini gruplar arasında yaşanmaktadır. Kisa sürede bölgesel istikrarı ve güvenliği tehdit edebilmektedir.

Devlet-içi çatışmalarda çalışan taraflar, genellikle düzenli ordu birlikleriyle birlikte, paralı askerler, yerel milis güçleri, suç çeteleri, teröristler, kabile mensupları vb. dir.

Bu gruplar, savaşı sürdürebilmek için uyuşturucu satıcılığı ve terör eylemlerinde bulunma gibi illegal yollara başvurmaktadır. Aynı zamanda yerel güçlere, kendi etnik diasporalarından ve ana ülkelerinden/ata vatanlarından da destek gelmektedir.

Bu çatışmalarda ağır insan hakları ihlalleri görülmektedir. Sokak savaşları şeklinde gerçekleşen çatışmalar sırasında hukuk kuralları hiçe sayılmaktadır.

Tecavüz, cami bombalama, kafa kesme, kıtlık, sürgün, sivil halkı göçe zorlama gibi bütün ihlaller olağan bir gelişme olarak çatışan taraflarca görülmektedir. Savaşta, çocuk askerlerde rol oynamaktadır. çatışmaların çıkış arasında,

Devlet-içi sebepleri, toplumların/azınlıkların güvenliği, tanınma, siyasi kurumlara hakkani katılım, ekonomik hayata dahil olma, kimlik gibi talepleri ve ihtiyaçları sıralanmaktadır. Bu sebeplerden ötürü ve çatışan tarafların sayısının fazla olmasından dolayı, devlet-içi çatışmalara son vermek için sürdürülen müzakereler daha karmaşık hale gelmiştir. Bu tür çatışmalara son vermek için sadece askeri yöntemlere başvurmak yeterli değildir.

Askeri yöntemlerin yanı sıra, siyasal, idari, sosyal, ekonomik, kültürel ve psikolojik tedbirlerinde uygulanması gerekmektedir. Aksi taktirde çatışmaları sona erdirmek için imzalanan barış antlaşmaları, ilerleyen günlerde başarısızlıkla sonuçlanmakta ve çatışmalar yeniden başlamaktadır.

Değişimin diğer etki alanları

Çalışmaların değişen yönüyle birlikte, BM Barış Gücü operasyonları da şekil değiştirmiştir. Klasik Barış Gücü operasyonlar. eski dönemlere nazaran günümüzde daha kapsamlı görevler üstlenmekte, hem askeri hem de sivil personelin görev yaptığı bir güç haline gelmişlerdir. Devlet-içi çatışmaların çözümüne, devletlerin yanı sıra, özel sektör, sivil toplum ve devlet-dışı resmi ve gayri-resmi aktörlerde katkı yapmaktadır.

Sonuçta günümüzde bireylerin ve halkların ekonomik ve toplumsal refahını yani insani güvenliğini ön plana çıkaran yeni güvenlik anlayışı ortaya çıkmıştır. Fakirlik, salgın hastalıklar, etnik çatışmalar, baskıcı rejimler, başarısız devletler, çevresel felaketler, enerji güvenliği gibi konular yeni güvenlik tehditleri olarak devletlerin önünde durmaktadır.

Tags: , , ,
İnternet Kim Tarafından İcat Edildi?
Atom Ne Kadar Küçüktür?

En Çok Okunan

Bunlarda İlginizi Çekebilir

Menü