Siyaset

Kanbağı – Etnik Gururdan Etnik Teröre | İnceleme

Paylaş

Vamık D. Volkan Kimdir?

Vamık D. Volkan, 1932 Lefkoşa, Kıbrıs’ta doğmuştur. Diyalog ve karşılıklı anlayış için çatışmalı grupları bir araya getiren 40 yıllık çalışmaları ile uluslararası üne sahip bir Türk psikiyatristtir. Diğer birçok ödülü arasında, Uluslararası Diyalog Girişimi‘nin (IDI) fahri başkanıdır.

vamık volkan

Kanbağı / Etnik Gururdan Etnik Teröre  Kitap İncelemesi

Etnik grupların oluşumu ve bu oluşumların terör örgütü aşamasına gelişi bu gurupların etkilendikleri belirli nedenler dolayısıyla gerçekleşiyor. İşte bu nedenler gurupların içinde bulundukları yapıların direk yahut dolaylı etkileri neticesinde grupların kendilerine yönelttikleri ve cevabını veremedikleri sorular bu gurupların gurup olmaktan çıkıp terör saçmalarına neden olan yolun sebepleri arasında yer alıyor.

Kitap çatışmaların yükselişini anlatırken kendine yönelttiği sorulara cevap aramak bir bakıma kitabı anlamak ve kavramak için önemli bir araç, özellikle ilk bölümde kronolojik bir giriş yapan ve berlin duvarı,sovyetler birliği, avrupa ve afrika’daki çatışmaları konu alan yazar bu sorular çerçevesinde yanıt arıyor ve yanıtlıyor. Bu sorulardan biri etnik, dini ve kültürel çatışmanın yaygınlığı düşünüldüğünde, insanların bireyselleşmiş motivasyonlarının ötesinde büyük grup kimliklerini korumak ve sürdürmek için  birbirlerini neden öldürdükleridir. 

Bu karmaşık ve yanıtlaması zor sorunsalı cevaplamak için verdiği örneklere baktığımızda her örnekte farklı bir sebep ile karşılaşıyoruz ve bu sebepleri ortak paydada birleştirip bir sonuç çıkarmak oldukça zor. Örneğin yazar; Sovyetler Birliğinde dikey olarak adlandırılan bölünmeler, Ermenistan, Azerbaycan gibi ülkelerin arasındaki farklılıkları dile getirdi; bunlar uzun süredir komünizm altında bastırılmış olan grup kimliği sorunlarıydı.

Dramatik değişimlerle ilgili kuşkular ve kaygılar önemli bir sorunun gündeme gelmesini sağladı: Biz şimdi kimiz? Sovyetler Birliği’nin bazı bölgelerinde gelişen çatışmalara sebep oldu örneğin Ermenistanla Azerbaycan arasındaki çatışma,Sovyetler Birliği tarafından sağlanan bütünlük bir kez yıpranmaya başladığında bölücülük ortaya çıktı ve hızla tam bir çatışma ve şiddet haline dönüştü. 

Çatışmanın tırmanmasını kavrayabilmek için kitabın sorduğu soru çerçevesinden bu örneği incelediğimizde çatışmanın nedeninin bir bakıma etnik farklılıklar olarak cevaplayabiliriz. Biz kimiz sorusunu kendisine yönelten sovyet ülkelerinin kimlik sorununu da bu soru çerçevesinde anlayabiliriz. Örneklere göre farklılık gösterdiğini anlamak için diğer vakaları incelemek yeterli; örneğin kitap Afrika örneği  cevabı tamamaen farklı bir nedene itiyor bu örnekte birçok Afrikalı grup “kabilesel” kimliklerinin kurulması sürecinde kendi sömürge öncesi akrabalık bağları ve aidiyetlerine geri döndüler.15 Sömürge devletleri Afrika’yı terk etmeye başladığında, yeni kurulan devletlere serpiştirilen etnik gruplar arasındaki bölünme sorununu çözme çabaları başarısız olmuştu. 

Tutsi ve Hutu kabilelerinin çatışma sebebi ilk bakışta etnik olarak görünüyor Tutsiler tipik olarak uzun boyluydular, uzun, ince burunları vardır; böylece sıklıkla daha kısa boylu, şişman, geniş burunlu Hutu’lardan daha fazla Avrupalı görünürler. Belçika sömürge idaresinde Tutsilere karşı bir tercih kurumsallaştırıldı ve vatandaşın fotoğrafı ve etnik ilişkisinin belediye kağıdına dahil edilmesi ile pekiştirildi. Yani çatışma için bir sebep oluşturuldu ve çatışmayı oluşturdu sorumuzu yönelttiğimizde kitap burada ki çatışmanın nedenin etnik yapı değil sömürü gücünü elde etmek ve askeri gücü kabilelerin potansiyel gücüyle sağlayan Belçika. 

Kitabın bize farklı örneklerle çatışmaya sebep olan ve tırmandıran sebeplerin farklılıklar gösterdiğini kanıtlarken Bu örneklerin, etnik çatışma daha da tehlikeli hale getirdiğini, her yıl çok sayıda kurban verdiğini de anlıyoruz. Bu hazin gidişatın mesajnı daha doğru bir ifadeyle haberini kitap net bir şekilde  ifade ederken farklı kültürlere ait insanların barış içinde birlikte yaşamasına izin veren gelenekler, yasalar ve medenîlik, tüm Avrupa ’da ve ötesinde çökerken etnik nefret canavarının serbest kaldığını söylüyor.

Sonuç:

 Kitap boyunca yazar teorik söylemlerden kaçınmış ve örnekler vererek çadırın farklı unsurları ve bunların gelişimini izah etmek için psikoanalitik kavramlara dayanıyor, gösterilen bulguların onaylanması veya değiştirilmesi için çok daha fazla şey yapılması gerektiğinin anlıyoruz. Verilerin nerdeyse tamamı, dünya etrafındaki, grup duygularının alevlendiği veya politik ve tarihi değişime ayak uydurma mücadelesinin olduğu yerlerden geliyor.

Kitaptan elde edilen bir başka çıkarım ise Totaliter bir rejimde yaşamak, politik istikrarsızlığa yol açabilecek etnik hassasiyetlerin ifade edilmesine izin vermediğidir. Merkezi iktidarın, etnik gruplar arasındaki barışçıl birlikte varoluşu baskı yoluyla elde etmesi, sadece soruna sahte bir çözüm önermektir ve  bunun için ödenen bedel çok yüksektir.

Sonuç  olarak bu  etnik Büyük grupların psikolojisinin psikonalitik yönden araştırılmasının, buçatışma ve terör sorunlarını çözümü için büyük, gölgeli sahanın aydınlatılmasında çok önemli bir işlevi olabileceği fikri anlaşılıyor. Bu fikirlerin daha iyi anlaşılması ve uygulanması, şiddete yol açan o  inatçı faktörleri kapayan örtüyü kaldırmaya yardım edebilir ki, böylece bu faktörlerle daha etkili bir şekilde uğraşılabilir. Kitap bu noktada sorunları dile getirip incelenmesi örneklendirip ortaya koyması noktasında son derece başarılı olduğunu söylemek gerekir.

Kaynak:

Vamık D. Volkan, Kanbağı- Etnik Gururdan Etnik Teröre, BAĞLAM YAYINCILIK 

Tags: , ,
İlk Tekerlek Ne Zaman İcat Edildi?
Mutlaka İzlemeniz Gereken 15 Animasyon Filmi

En Çok Okunan

Bunlarda İlginizi Çekebilir

Menü